Bölüm 4 Yargılayıcı

Neler demiştik Yargılayıcı için, bir hatırlayalım.
Yargılayıcı rolünün tipik duruşu ise: “Hepsi senin suçun”dur.
Yargılayıcı kontrolcü, suçlayan, eleştiren, baskıcı, öfkeli, otoriter, katıdır, kendini üstün görür.
Bu üçgendeki güçlü taraf gibi görünür.
Kurbanı bulur, yakınlarda yoksa birini seçer ve kurban haline getirir.
İşler istediği gibi gitmezse öfkelenir.
Aslında Yargılayıcının öfkesi korku, utanç ve yetersizliğin, güçsüzlüğün dışavurumudur ve büyürken sıklıkla kurban rolünde olduğunun göstergesidir.

Yargılayıcı soruna herhangi bir yönerge, destek ya da çözüm sunmadan başkalarını suçlar, eleştirir. Yaklaşımları pek de hoş değildir. Kendi eksikliklerini yadsıyıp başkalarının eksikliklerine ve problemlerine odaklanır. Saldırgan, talepkar veya kinayeli yorumlarla ders, vaaz verir gibi iletişim kurar Kurban ve Kurtarıcılarla. Çevresindekileri küçük gören bir yapıdır.

Yargılayıcı ilişkideki zorlayan kişidir, kendini beğenmiş bir havası vardır, haklı olduğundan son derece emindir. Görüşlerinde katı ve rijittir. Geri adım atmaktan ya da bir kurbana dönüşmekten çok korkar. Zayıf görünmekten nefret eder. Partnerini, arkadaşlarını, meslektaşlarını eleştirir, azarlar ve neticede kendisinden uzaklaştırır. Gerçeği, dürüstlüğü ve adaleti temsil ettiğine inanır.

Yargılayıcı bağlı olduğu ideallerin, değerlerin ve inançların destekçisi olarak görür kendisini.

Bu idealleri, değerleri ve inançları sürdürmek için son derece fanatik davranabilir. Hatta, yargılayıcı bu ideallerini sürdüremediğinde çevresindekileri Kurbana dönüştürerek sorumluluğu olarak gördüğü değerleri gerçekleştirir.

Bu yaklaşım son derece yargılayıcı, hatta önyargılı ve tepeden bakan bir yaklaşımda olabilir. Bu Yargılayıcının rijit olmasına yol açar, durumları farklı bir perspektiften değerlendirmesini engeller.

Olumsuz duyguları yüksektir. Hınç, saldırganlık, öfke gibi duygularını uygun bulduğu kişilere yönlendirir.

Yargılayıcı asla zayıf, hatalı olarak algılanmak istemediği için kendi duygularını ve yaralanabilirliğini yadsıyarak eksikliklerini, riyakarlıklarını, hatalarını, çaresizliklerini çağrıştırabilecek göstergeleri saklamak ister.

Görünürde yetersiz kalanların davranışlarını değiştirmeye yönelik bir girişim gibi görünse de aslında Yargılayıcı insanlara tepeden bakabileceği, kendini güçlü hissedebileceği güvenli bir alan oluşturma çabasındadır.

Problem çözmek ya da kendileri ile ilgili sorumlulukları almak yerine başkalarını yargılamakla meşguldür. Kendi güvensizliklerine dönüp bakmak yerine hep başkalarını suçlamayı ve sorumluluğu başkalarına atmayı tercih eder.

Tüm bunları yaparak kendisi için güvenli bir alan oluşturduğunu düşünse de bu konum aslında çok risklidir.

Yargılayıcı çevresindekileri eleştirerek, direktifler vererek üstünlük kurar. Eksiklikleri, zayıflıkları ve taleplerini karşılayabilecek kurbanları arar. Kendisini üstün, kontrol eden ve hep doğruyu bilen ve uygulayan olarak görür ve bazı durumlarda daha da ileri giderek egosantrik, narsistik, kibirli ve duyarsız bir kişiye dönüşür.

Siz de bir Yargılayıcıysanız, ödemekte olduğunuz bedele bir dönüp bakın. Size saygı gösterilmesini muhtemelen fazlasıyla önemsiyorsunuz. Korku ile saygıyı karıştırmayın. Gerçekten saygın olduğunuz için saygı görün, insanlar sizden korktuğu için değil. Sizden başkalarının özelliklerini, potansiyelini görün, eksikliklerini ve kusurlarını değil. Çevrenizdekilerin size işleriniz ve düzgün bir insan olduğunuz için saygı göstermesi için çaba göstermek başkalarını yıkıp geçmeden sevilmenizi, istenmenizi sağlayacaktır. Deneyin, mutlak cevap alacaksınız hayattan.

Dr.phil. R. Meltem KAVCAR SIRMALI
13 Ocak 20221