İkincil Travmatik Stres

İkincil Travmatik Stres, bir kişinin bir başkasının travma deneyimlerini ilk elden duyduğunda ortaya çıkan duygusal baskıdır.

İkincil Travmatik Stres, yaşanan bu çok üzücü deprem sonrasında oluşabilir ve hafife alınmamalıdır.

Travmaya ikincil maruz kalma aynı zamanda duygusal tükenme, yeterli olamama, iyi ve hayatta olmanın getirdiği suçluluk duygularıyla da ilişkilendirilmiştir. Duygusal tükenme, enerji eksikliği ve kişinin duygusal kaynaklarının tükendiğini hissetmesiyle karakterize edilir.

İkincil travma, tekrarlayan bir biçimde travmaya birincil derecede maruz kalanların yaşadıkların travmanın özellikle sarsıcı ayrıntılarına tekrar tekrar maruz kalındığında oluşur. İkincil Travmatik Stres (İTS) bozukluğu, travmayı doğrudan kendiniz yaşamamış olsanız bile bir travmanın oluşturduğu tepkileri yaşamanızdır.

İkincil travma yaşayanlar, Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun bazı semptomlarını yaşarlar. Bu kişilerin küçük bir kısmı TSSB’nun tüm semptomlarını gösterir.

Başka birinin travmasının ayrıntılarına maruz kalmanın sonucu olarak yaşanan İkincil Travmatik Stres, travmayı doğrudan yaşamamış olsa bile travmatik bir stres tepkisine neden olur. İTS semptomları, TSSB semptomlarıyla aynıdır.

Oluşabilecek semptomlara bakacak olursak,

• Kontrolünüz dışında oluşan müdahaleci belirtiler: Travmayla ilgili istenmeyen ve acı verici anılar, rüyalar ve/veya geçmişe dönüşler yaşayabilirsiniz. Ayrıca, travmayı hatırlatanlara karşı rahatsız edici psikolojik veya fiziksel tepkiler de yaşayabilirsiniz.
• Kaçınma belirtileri: Kendinizi size travmayı hatırlatan her şeyden (anılar, düşünceler, duygular, insanlar/yerler/nesneler, tartışmalar, durumlar) aktif olarak kaçınırken bulabilirsiniz.
• Uyarılma belirtileri: Kendinizi daha sinirli ve öfke patlamalarına eğilimli, muhtemelen kendinize zarar verici veya pervasız davranışlarda bulunan biri olarak bulabilirsiniz. Rahatlamak da zor olabilir. Konsantrasyon güçlüğü, uyku sorunları ve abartılı bir irkilme tepkisi yaşayabilirsiniz (örneğin, birisi beklenmedik bir şekilde arkanızdan geldiğinde veya odaya girdiğinde).

Deprem ile ilgili ayrıntılara vakıf olmak ve/veya travmayı bizzat yaşamış sevilen birinin acı çekmesine tanık olmak İTS ile sonuçlanabilir. Depreme doğrudan maruz kalmamış olsanız bile travma geçirebilir ve bazı İTS semptomları sergileyebilir veya TSSB teşhis kriterlerine uyan sıkıntılar yaşayabilirsiniz.

İkincil Travmatik Stres’e maruz kaldığınızda, durum ile başa çıkmanızı, sağlığınızı korumanızı, görev ve sorumluluklarınızı yerine getirmenizi sağlayacak olan rezilyansınızı (psikolojik dayanıklılık) arttırmak için gerekiyorsa profesyonel destek almanız önemlidir.

İkincil Travmatik Stres semptomlarınız psikososyal destek ile çözümlenir çoğunlukla.
Semptomlar bu destekler ile aşılmadıysa, 4 haftadan uzun devam ediyorsa, yaşamınızın bir veya daha fazla alanında işlevsiz kalmanıza neden oluyorsa, Travma Sonrası Stres Bozukluğu kendini kuvvetle gösterecek ve profesyonel desteğe ihtiyaç oluşacaktır.

Travmatik bir olaydan her kişinin aynı oranda etkilenmediği göz önüne alındığında, kişinin ihtiyaçlarına uygun olan tedavi protokolünün hazırlanması önemlidir.
Bazı kişilerde travma sonrası stres bozukluğu belirtileri zaman içinde azalır ve kaybolur. Bazı kişilerse aileleri ve arkadaşları gibi psikososyal destek sistemleri sayesinde iyileşme gösterebilir.

TSSB yaşayan kişinin tedavisinde psikoterapinin yanısıra ihtiyaç duyuluyorsa farmakoterapi de uygulanması gerekebilir. Psikoterapinin bir alt kategorisi olan bilişsel davranışçı terapi, TSSB’yi tedavi etmek amacıyla kullanılan başlıca yöntemlerden biridir. Terapistler, kişilerin bu üzücü anılar ve duygularla yüzleşmesini sağlar. Terapist, TSSB yaşayan kişide oluşan travmatik deneyimi inkâr mekanizmasının ortadan kalması yönünde çalışır. Kişi, travmatik olayla ilgili yaşadığı duyguları ifade etmede ve anlatmada cesaretlendirilerek gelecekte ilgili planlar yapması kuvvetle desteklenir. Kişide fiziksel bir engel yoksa işine dönmesi terapi açısından önemlidir. Kronikleşme eğilimi gösteren dirençli hastalarda uzun süreli psikoterapi gereklidir.

Hepimizin olabilecek en kısa zamanda tekrar yaşama sıkı sıkı tutunabilmesi dileğiyle,

Dr.phil. R. Meltem KAVCAR SIRMALI
17 Şubat 2023

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir