Narsist Ebeveynle Yaşam

Narsist Ebeveynler

Narsist ebeveynler sağlıklı ebeveynlerin aksine ailenin odağına kendi ihtiyaçlarını koyar.

Sağlıklı aile modelinde çocukların gelişimi desteklenir, ihtiyaçları önceliklidir. Narsist ebeveynler ise çocukların ihtiyaçlarını önemsemek yerine, çocuklardan kendi ihtiyaçlarının karşılanmasını beklerler.

Sağlıklı bir ailenin temel amacı, çocuklarını bağımsız, kendi ayakları üzerinde durabilen, sağlıklı erişkiler olarak yetiştirmektir. Sağlıklı ailelerde ebeveynler çocuklarının duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının sorumluluğunu üstlenirler. Çocuklar büyüdükçe sağlıklı ebeveynler doğru zamanda doğru sorumlulukları üstlenmelerini sağlayarak çocuklarına yavaş adımlarla bağımsız olmayı öğretirler. Çocuklar yol boyunca duygularını, isteklerini ve ihtiyaçlarını belirlemeyi ve bunlara uygun davranmayı, gerekli durumlarda ebeveynlerinden yardım ve yol göstericilik istemeyi öğrenirler.

Narsist ailelerde bu temel amaç çarpıklaşır ve ebeveynin ihtiyaçlarının karşılanması ailenin birincil amacına dönüşür. İlk bebeklik döneminde narsist ebeveynler bebeklerine iyi bakarlar. Çocuklar bebeklikten çıkmaya, bağımsızlaşmaya başladığında ise ailedeki çarpıklaşma başlar.

Narsist ebeveynler, yaşamın getirdiği stresler ebeveynlik becerilerinin eksikliği ile birleşince, çocukların ihtiyaçlarını göz ardı ederek kendi ihtiyaçlarının karşılanmasına odaklanırlar. Bu odaklanma esnasında çocuklar ebeveyninin ihtiyaçlarını karşılama konusunda gönülsüz ya da yetersiz kaldıklarında, narsist ebeveynler istediklerini yapana kadar çocuklardan ilgi ve sevgilerini esirgeyerek kendi ihtiyaçlarına cevap vermeye zorlarlar. Bu sistem içinde çocukların duygusal ihtiyaçları karşılanmaz ve kademeli olarak bağımsızlıklarının deneyimleme ve kendileri haklarında bilgi edinme imkanlarından, fırsatlarından mahrum kalırlar. Narsist ebeveynler çocukları üzerinde tahakküm kurarlar. Çocukların bağımsızlaşması onlar için ciddi bir tehdittir. Çocuklarını genellikle tehdit ve duygusal istismarla kontrol ederler. Çocuklar sağlıklı cevaplar alamadıkça, ebeveynlerinin ne beklediğini görmek için beklemeyi ve sonrasında da bu beklentileri yerine getirmeye çaba göstermeyi öğrenirler. Narsist ebeveynler çocuklarının psikolojik gelişimini, muhakeme becerilerini, duygusal, etik ve toplumsal davranış ve tutumlarını olumsuz etkilerler. Çocukların kişisel sınırları ebeveynin beklentilerini karşılamak amacı ile göz ardı edilir. Çocuklarını kendi çıkarları doğrultusunda biçimlendirir, manipüle ederler.

Narsist ebeveynler çocuklarını nasıl en iyi şekilde yetiştireceklerine kafa yormak yerine, ailedeki her bir kişinin kendi görkemli imajlarını güçlendirmek için hangi rolü oynayabileceklerine kafa yorarlar. Bu, narsist ebeveynleri tatmin eden işlevsiz bir dengenin oluşmasını sağlayan bir hiyerarşinin oluşmasına sağlar. Bu hiyerarşiyi tehdit eden her şeyin istisnasız ortadan kaldırılması ile sonuçlanır.

Bu ebeveynlik biçiminin sonucu, çocuklar ebeveynlerin beklentilerinin bir yansıması haline gelerek benzersiz olma fırsatını kaçırırlar. Bu sistem içinde çocuklar duygularını görmezden gelmeyi, hatta duygularından tamamen uzaklaşmayı öğrenirler. Eylemlerini yönlendirecek duyguları olmamasının bir sonucu olarak, çocuklar rehberlik için başkalarına bağımlı hale gelir, tepkisel ve yansıtma kullanan bireylere dönüşürler.

Tepkisellik ve yansıtma eğilimi, narsist ebeveynlerin çocuklarını yetişkinliğe kadar takip eder. Bu çocukların başkalarını memnun etme konusundaki karşı çıkamadıkları ihtiyaçları, süreğen dış onay aramaları ve duygularını, isteklerini ve ihtiyaçlarını belirlemede güçlük çekmeleri kaçınılmazdır. Narsist ebeveynlerin çocukları buzdağının görünen küçük kısmının altında aslında öfke, depresyon, kronik memnuniyetsizlik, düşük özdeğer ve zayıf özgüven gibi sayısız duygudurum sıkıntısı yaşarlar. Bu çocukların birçoğu, başkalarının ihtiyaçları ve beklentileri odaklı karar  vermeyi öğrendikleri için kendileri için karar vermekte çok zorlanırlar. Sağlıklı yakın ilişkiler kuramazlar. Örneğin, iş hayatında, başarılarından asla memnun olmayan sürekli çalışıp başarıyı yakalamaya çalışan işkoliklerin büyük bir kısmı da narsist ebeveynlerin çocuklarından çıkar.

Narsistik Aile İmajı
Ailedeki herkesin rolünü aşağıdaki iki ana faktör belirler:
1. Narsist ebeveynin nasıl bir görkemli imajı oluşturmaya ve korumaya çalıştığı
2. Aile üyelerinin bu görkemli imaja nasıl ve ne kadar katkıda bulunabileceği

Narsist bir ailenin imajı, daha doğrusu doktrinine bir bakalım:
1. Mutlu Aile Görüntüsü
Temel olarak, mutlu görünen bir aile narsist ebeveynin toplum içindeki itibarını güçlendirmek için bir gerekliliktir. Bu mutlu aile tablosunun en görünen kısmı da her zaman uslu olan çocuklardır. Narsist kişiler kendi duygularıyla bağlantı kuramadıkları için, çocuklarının duygusal ihtiyaçlarının da farkına bile varmazlar. Bunun doğal bir sonucu olarak da çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için hiçbir şey yapmazlar, ancak çocuklarından yine de bu mutlu aile görüntüsünü korumalarını, asla kızgınlık ve memnuniyetsizlik göstermemelerini beklerler.
2. Başarı Görüntüsü
Narsistik bireyler başarıya çok değer verirler. Bu nedenle çocuklarının da çok başarılı olmalarını beklerler. Bu beklenti ile orantısız bir biçimde gizil narsist ebeveynler çocuklarına bir şeyler öğretmek, yol göstermek için hiçbir çaba göstermezler. Buna rağmen çocuklar, ebeveynlerinin başarı ve mükemmellik imajı takıntılarını karşılamak için beklentileri yerine getirmek ile baş başa bırakılır. Açık narsistik ebeveyn ise çocuklarına yol gösterir ve çocuklarının mutlak bir şekilde bu yolu takip etmelerini ve tüm beklentileri karşılamalarını beklerler. %100’ün altındaki her sonuç narsist ebeveyn için bir başarısızlıktır.
Kabul ve onay almanız ailenizin narsistik ideolojisine ne ölçüde hizmet ettiğinize bağlıdır. Ailenin narsistik ideolojisine uygun bir rolde olmayı seçerseniz, ebeveyninizden değer görür ve onay, kabul alırsınız. Örneğin, aile ilk erkek çocuğu önemseyen bir yapıdaysa, ilk erkek çocuk olarak dünyaya gelmek ya da en küçük çocuk olmak önemseniyorsa en son çocuk olarak dünyaya gelmek ilk puanınızı almanızı sağlayacaktır. Ya da narsistik ebeveyn için eğitim başarıya giden yol olarak görülüyorsa, iyi bir öğrenci olmak, yüksek  notlar almak onay ve kabul almanızı sağlayacaktır. Ya da sadece uslu bir çocuk olmak, sorun çıkartmamak, iyi bir çocuk olmak da onay ve kabul almanızı sağlayabilir. Narsistik ailenizi toplum içinde coşkuyla savunup en iyi şekilde temsil ederseniz, başkalarının önünde mutlu görünür, ailenizin itibarını pekiştirirseniz de oldukça yüksek puanlar alırsınız.
Ailenin narsistik ihtiyaçlarını pekiştirmeyen veya bu ihtiyaçları reddeden bir aile üyesi, yok sayılarak, sözlü veya fiziksel saldırıya maruz kalır ve küçümsenerek cezalandırılır. Bazı durumlar için yüceltilip, bazı durumlar için dışlanıp saldırıya uğramak, sadece narsistik ebeveynin sevgi ve kabulünü almak için uğraşan çocuklar için yoğun kaygı ve gerginlik oluşturur. Bu çocuklar ebeveynin narsist ajandasında, bu oyunda sadece piyon olduklarından tamamen habersizdirler.

Narsistik ebeveynin sergilediği bu oyun kurgulanmış bir eser gibidir. Tüm aile bireyleri de bu eserde üstlerine düşen rolü oynamalıdır.
 Eserin sergilenmesine ortam hazırlayan kişi ya eş ya da kız çocuklardan birisidir. Bu kişi narsist ebeveynin temel ihtiyaçlarına yönelir ve mutlu bir aile resmi oluşturmasına ortam sağlar, narsist ebeveyn için mazeretler bulur. Bu rolü iyi oynamanın ödülü kabul ve onaydır.
 Narsist ebeveyn kendisi gibi şekillendirebileceği bir çocuk seçer çocuklarının arasından. Seçilme kriteri yeteneğe, çekiciliğe, becerikliliğe, zekaya ve narsistin nasıl bir ajandaya sahip olduğuna bağlıdır. Narsist ebeveyn ihtiyacına uygun olan çocuğu seçer ve ona Altın Çocuk konumunu verir. Bu mertebeyi alan Altın Çocuk, özel, ayrıcalıklı olduğuna inandırılarak büyütülür, oysa temel işlevi narsist ebeveynin eserdeki konumunu korumak ve desteklemek üzere yetiştirilir. Kendisi de kardeşlerinden farklı olarak özel, ayrıcalıklı olduğuna inanır ve kardeşlerine patronluk taslar.
 Narsist ebeveyn genellikle çocuklarının ihtiyacını karşılayamayacak kadar kendisi ile meşguldür. Kendisine yardımcı olarak seçtiği eş ya da çocuklardan biri narsistik ebeveynin ihtiyaçlarını karşılar. Ailede birden fazla çocuk olduğunda da narsist ebeveyn çocuklardan birini kendi görevlerini üstlenmek üzere bakımveren olarak tayin eder. Narsist ebeveyn, bakımveren olarak tayin ettiği çocuktan diğer kardeşlerinin ihtiyaçlarını karşılamasını bekler. Kardeşlerin yetişmesi, iyi olması ve davranışlarından bakımveren rolünü üstlenen çocuk sorumlu tutulur. Bu rolü üstlenen bakımveren çocuk fazlasıyla disiplinli ve rijit olarak büyüyecek, kendi duygularını bastırmak zorunda kalacak ve istemediği bir hayat içinde bakımveren rolü ile yaşayacaktır.
 Narsist ebeveynler yaşadığı hayal kırıklıklarını, öfkesini, reddedilişlerini yansıtacakları birine ihtiyaç duyarlar. Bu da ya ikinci çocuk olur ya da çocuklar içinde en açık sözlü olanı. Bu çocuk günah keçisi ilan edilir ve aile içindeki sorunlu çocuk konumuna yerleştirilir, her fırsatta şiddetle eleştirilir, üstüne gidilir. Ailenin diğer çocukları da muhtemelen narsist ebeveynin izinden gidecek ve farkında olmadan tüm öfke, reddediliş, başarısızlık ve utançlarını günah keçisi olarak seçilen kardeşlerine yansıtacaklardır.
 Ailenin genellikle en küçüğü, en komiği, en şakacısıdır maskot olarak seçilen çocuk. Narsistik ailenin işlev bozukluğunu maskeleyen ve rahatlama sağlayan ailenin şakacısıdır.
 Zamana ve duruma göre roller çocuklar arasında kayabilir, değişebilir. Örneğin, en büyük çocuk okul, evlilik gibi nedenlerle evden ayrıldığında narsist ebeveyn ikinci en büyük çocuğu altın çocukluğa terfi ettirebilir. Ya da bir çocuk birden fazla rol üstlenebilir. Altın çocuk bakımveren rolünü de üstlenebilir ya da kayıp çocuklardan biri de maskot rolünü üstlenebilir. Eğer narsist ebeveynin tek çocuğu varsa, bu çocuk kardeşleri olmadığı için birden fazla rol üstlenmek durumunda kalır. Çoğunlukla altın çocuk olarak tanımlanan bu tek çocuk, narsist ebeveyn ihtiyaç duyduğunda günah keçisi olacak ya da narsist ebeveynin sıkıntılarını dağıtmak için maskot rolü üstleneceklerdir.
Narsistik ailede aile bireylerine verilen roller, narsistik ebeveyn dışındaki aile bireylerinin hayatta kalmak için kıyasıya mücadelesine dönüşür. Tüm çocuklar narsistik ebeveynin bir parçacık kabul ve onayını almak için çırpınıp dururlar. Bu durum çocukların sevgiyi rekabet ve istenilen role bürünmek olarak tanımlamalarına yol açar. Narsistik bir ailede büyüyen çocuklar, sevginin bir kabul, en önemli besin ve paylaşma olduğunu asla öğrenemezler. Aslında onlar özenle “mutlu bir aile” kılığına bürünmüş bir diktatörlük içinde yaşayıp giderler.

Peki, bu çocuklara ne mi olur?
Narsistik bir ailede büyüyen çocuklarda kaygı ve depresyon kaçınılmazdır. Narsistik ebeveynden aldıkları düzensiz onay ve kabul neticesinde çocuklar yoğun kaygı yaşarlar. Narsist ebeveynin ajandasını bilinçli bir biçimde kavrayamayan çocuklar gelişigüzel ödüllendirildiklerini ve reddedildiklerini hissederler.
Onay almak, kabul görmek çocuk için güven ve tamamlanma anlamına gelir. Çocuk bu onay ve kabulü alabilmek için kendisine biçilen rolü oynamaya devam eder ve kendini ister istemez bu duruma bağımlı kılar. Kaygılı bir şekilde sevilmeye devam edebilmek için uğraşır. Sevgiyi alamadıkça depresyona girer, suçluluk ve utanç duyar. Ve bu kısır döngü tekrar başa sarar. Narsistik ailenin kırılgan dengesini koruyabilmek için narsistik ebeveyn dışındaki aile bireylerinin duygusal ihtiyaçlarının bastırılması gerekir. Bu düzensiz, dengesiz ve bencil yaklaşım çocukların sağlıklı gelişmesini ve başkalarını sevme becerilerini yok eder.
Çocuklar, narsistik ebeveyninin dinamiklerini doğru kavramayı asla başaramadıkları için eksiklik duyguları geliştirirler. Kayıp çocuklar kendilerini ihmal edilmiş, değersiz hissederken, günah keçisi olarak çocuklar ise öfke ve utanç ile baş başa kalırlar.
Narsist ailelerdeki her bir birey farklı şekillerde de olsa mutlak bedel öder. Deneyimleri sonucunda narsistik ebeveynlerin çocukları, ilişkilerin aile içinde hangi rolü üstlendikleri ile ilgili olduğunu, sürekli rekabet içinde olmak zorunda olduklarını, sevginin talep edilen eylemleri doğru gerçekleştirmelerine bağlı ve kazanmaları gereken sınırlı bir kaynak olduğu inancıyla büyürler.
Sürekli ebeveynleri ile yakınlaşmak için çaba gösteren bu çocuklar, reddedilmelerinin nedenini anlamaz ve sonunda ebeveyne güvenmemeyi öğrenir. Bu öğreti zamanla günlük yaşama da bulaşır. Sevgiye giden yol gittikçe daha da endişe verici, sinir bozucu bir hal alır ve çocuklar büyüdükçe yakınlaşma ile ilgili bariyerler oluştururlar kendilerine. Bu durum çocuklar yetişkin olduklarında tüm ilişkilerinde ciddi zorluklar yaşamlarına yol açar.
Narsistik alenin dinamiği çocukların içinde çok derin köklenir. Çocuklar yaş alıp evden ayrıldıklarında bilinçsizce kendilerine ailelerini hatırlatacak yapılara yöneleceklerdir. Yeni hayatlarında alışık oldukları rollerine yeniden bürünecekler ve bu yeni yapı da narsist ebeveynin ilkelerine dayanacaktır.
Bu işlevsiz ve zarar verici dinamik, narsisizmin özü derinlemesine anlaşılana, paradigmalar değiştirilene ve kişisel gücün farkına varılıp açığa çıkana kadar sürecektir.
Narsist ebeveyninizden kendinizi kurtararak iyileşmenin ve bu sayede erişkin benliğinizi geliştirmenin en önemli adımı durumu kavramak ve kabullenmektir. Çocukluk döneminde yaşananlar bugünkü sizi oluşturur. Bu kabulü sağlıklı bir biçimde gerçekleştirmek çocukluğunuzdaki olaylardan sorumlu olmadığınızı görmekle başlar. Yaşananların suçlusu ya da sebebi asla siz değilsiniz. Siz sadece çocuktunuz. Artık erişkin oldunuz. Geçmişte yaşadığınız zorlukların bugününüzün neresinde duracağına, hayatınızın şekillenmesinde nasıl bir rol oynayacağına siz karar vereceksiniz. Hayat hepimizin eline bir hamur verir, unu, suyu, tuzu farklı. Bazısı kolay yoğrulur, bazısı zor. Ama neticede o hamurdan nasıl bir şekil çıkartacağınıza siz karar verirsiniz.
Narsist bir aileden kurtulmak, işlevsiz davranışları daha işlevsel olanlarla değiştirmek ile mümkün olur.

Narsist ebeveyninizle aranıza duygusal ve mekânsal mesafe koymanız, sağlıklı bir erişkin olarak yaşamınızı sürdürebilmeniz için en önemli çözümdür.
Bu mesafeyi oluşturmayı başarmak için;

 Çatışma dönemlerinde geri çekilebileceğiniz güvenli bir alanınız olmalıdır. Bu alanda kendinizi güvende hissetmek önemlidir. Bu güvenli alan ister ev içinde ister ev dışında olabilir. Önemli olan çatışma anında uzaklaşarak kendinizi koruma altında hissetmenizi sağlamasıdır.

 Narsist ebeveyniniz sınırlarınızı zorlayacak, aşmaya çalışacaktır. Sınırlarınızı  net ve kesin çizgilerle belirlemek, erişkinleşip özgürleşene kadar dayanmanız için size ciddi bir alan oluşturacaktır. Sağlıklı sınırlar çizmeniz narsist ebeveyninizin değil kendi ihtiyaçlarınıza öncelik vermenize imkân verecektir.

 Mümkünse çatışmadan kaçının. Çatışmaya girmenizin size nasıl bir fayda oluşturabileceğini düşünün. Kaçınarak huzurunuzu ve zihinsel sağlığınızı korumanız mümkün olacaktır. Güvenli alanlarınız ve çizdiğiniz sınırlar size bunu mümkün kılacaktır.

 Narsist ebeveyninizi değiştiremeyeceğinizi anlamak ve ebeveyninizi değiştirme sorumluluğunun size ait olmadığını kavramak, yaşamda bu süreğen maruziyete rağmen erişkinleşene kadar ilerlemenizi sağlayacaktır.

 Başkalarının yaşadıklarını dinleyin, okuyun. Size benzer deneyimleri yaşayanların nasıl hayatta kaldıklarını keşfedin. Okumak sadece ilham verici olmaz, aynı zamanda da eğiticidir de. Size daha önce düşünmemiş olabileceğiniz hayatta kalma, başa çıkma yolları olduğuna dair bir bakış açıcı,
kocaman da bir umut verir.

 Narsistik ebeveyniniz ile baş etmeye çalışırken arkadaşlarınız, terapistiniz, diğer akrabalarınız, kısacası güçlü bir sosyal destek sistemi sizi koruyacak, destekleyecek, size çok yardımcı olacaktır. Sizi destekleyen ve size koşulsuz sevgi verenler, bu zorlu yolu yürümenize büyük destek vereceklerdir.

 Kendinize iyi ve şefkatli davranın. Narsistik ebeveyninizin sizden esirgediği şefkati, siz kendinize gösterin. Size kötü davranın narsistik ebeveyniniz ile baş etmeye çalıştığınız süreçte molalar alın ve kendinizi daha iyi hissetmek için kendinize iyi davranın, şefkat gösterin.

 Bir günlüğünüz olsun, kendinizle konuşabildiğiniz bir günlük. Duygularınızı, yaşadıklarınızı, korkularınızı, geliştirdiğiniz baş etme tekniklerini yazın. Hafızanızın zaman geçip geriye ittiklerini, o anlarda neler olup bittiğinin, neler hissettiğinin kaydını tutmanızı ve geriye dönüp bakmanızı, nasıl bir Gaslighting’e maruz kaldığınızı anlamınızı sağlayacaktır. Her tarih ve saatle kendi tarihinize düştüğünüz notlar gerçeği bulmanıza, unutmamanıza çok yardımcı olacaktır.

 Bir çıkış planı yapın. Narsistik ebeveyni hayatınızın kıyısına çıkartmak için bir yol varsa, buna çıkış planı ile başlayın. Kendinizi bu narsistik yaşamın dışına çıkarabilmek için nelere ihtiyacınız olacağını ve nasıl bir yol izleyeceğinizi planlayın. Bazen gitmek tek çözümdür.

 Mutlak bir profesyonel desteğiniz olsun. Terapistiniz ile düzenli görüşün. Narsist ebeveyn ile başa çıkmanın diğer tüm yollarını uyguluyor olsanız bile, düzenli görüştüğünüz bir terapistiniz olsun mutlak. Terapistler size nesnel bir bakış açısı oluşturmanıza destek verir, narsist ebeveyniniz ile başa çıkabilmeniz için özsaygınızı nasıl geliştirebileceğinize ve sağlıklı bir çıkış planı yapmanız için destek verecektir.

Ebeveyninizin aksayan özelliklerini fark ettiğiniz an yardım almak için doğru zamandır. Elbette ki bir yabancıyla ailenizde yaşananları konuşmak kolay bir karar değildir. Narsist bir ebeveyn ile büyümek narsistik istismar ve narsistik öfke gibi sarsıcı duygulara maruz kalmak demektir. Böyle bir tehdit altındayken acil profesyonel desteğe başvurmanız yaşamsal önemde olabilir.
Narsistler profesyonel desteğe başvurmak konusunda pek de istekli değillerdir. Özfarkındalıklarındaki büyük boşluklar nedeniyle yaşadıklarını ve yaşattıklarının farkına bile varmazlar. Terapiste başvuranlar narsistler ile ilişkide olan kişilerdir.
Narsistik istismarı kendinize itiraf etmek ve sonrasında istismardan kendinizi kurtarmak zaman alır. Kendinizi bu sarmaldan çıkartmak için güvenli bir alan ve yol göstericiye sahip olmak en doğru seçenektir. Hangi ilişki türü olursa olsun, kimse istismara katlamak zorunda değildir. Bir terapist ile çalışarak bu sarmalın kaderiniz olmadığını, bu sarmaldan çıkış olduğu inancını içselleştirebilir ve iyileşme aşamalarını başlatmaya yardımcı olacaktır.

Dr.phil. R. Meltem KAVCAR SIRMALI
5 Şubat 2023

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir