Kişi aslında yakınlık, arkadaşlık kurmak ister, ancak bu ihtiyacı farklı sebeplerle karşılanmadığında kendisini yalnız hisseder. Bu durum bilişsel bir rahatsızlık ve huzursuzluk olarak kendini gösterir. Kişi kendisini boş, yalnız ve istenmeyen hisseder.
Yalnız olan insanlar genellikle çevreleri ile temas kurmayı arzular, ancak içinde bulundukları duygudurum başkalarıyla bağlantı kurmayı zorlaştırır.
Kişi sadece fiziksel olarak yalnızlık hissetmez, bunun yanısıra duygusal, sosyal ve varoluşsal alanda da yalnızlık yaşayabilir. Bu durum doğal olarak kişinin içsel dünyası, duygusal ihtiyaçları ve çevresiyle kurduğu ilişkiler arasındaki dengeyi etkiler.
Günümüzün hızla değişen ve dijitalleşen dünyasında, kişiler arasındaki bağlar giderek zayıflamakta ve yalnızlık hissi daha yaygın hale gelmektedir.
Yalnızlık, farklı şekillerde ortaya çıkabilir ve kişilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.
Gelin, yalnızlık biçimlerine biraz daha detaylı bakalım.
1. Fiziksel yalnızlık, kişinin fiziksel olarak kendisini yalnız hissettiği, çevresindeki insanlarla yeterli düzeyde fiziksel etkileşimde bulunmadığını veya bağ kurmadığını hissettiği durumları ifade eder. Modern yaşam tarzı, artan iş yoğunluğu ve teknolojinin gelişimiyle insanlar arasındaki kişisel etkileşimin ciddi biçimde azaldığı bir gerçektir. Özellikle pandemi ile birlikte fiziksel yalnızlığın izolasyona dönüşmesinden sonraki dönemde yaygınlaşan uzaktan çalışma, dijital iletişim araçları, yoğun iş hayatı, yüz yüze etkileşimden uzaklaşmaya ve fiziksel yalnızlık hissinin yaygınlaşmasına neden olmuştur.
Kişinin yalnızlığını sadece sosyal ilişkilerde değil, aynı zamanda fiziksel temas ve yakınlık gerektiren etkileşimlerde de deneyimlediği anlamına gelir.
Fiziksel yalnızlık, kişinin sağlığını ve psikolojik refahını olumsuz etkiler. Fiziksel temasın eksikliği, duygusal tatmin ve destek açısından da bir eksiklik yaratır. Bu durum, kronik stres, depresyon, kaygı gibi riskleri arttırır. Fiziksel yalnızlık hissinin üstesinden gelmek için kişiler, yüz yüze iletişimi
artırmak için çaba göstermeli, sosyal aktivitelere katılmalı, fiziksel yakınlığın sağladığı duygusal etkileşimi hayatlarının bir parçası haline getirmelidir.
2. Duygusal yalnızlık, kişinin çevresindeki insanlardan duygusal olarak kopuk hissetmesi veya onlarla derin ya da anlamlı düzeyde bağlantı kuramamasıdır.
Yalnızlık, insanların kendilerini izole edilmiş ve diğerlerinden kopuk hissetmelerine neden olur. Yaşam değişiklikleri, ruh sağlığı koşulları, zayıf benlik saygısı ve kişilik özelliklerinden kaynaklanabilecek karmaşık bir ruh halidir. Duygusal yalnızlık, zihinsel sağlığı sarsabileceği gibi fiziksel sağlık sıkıntılarına da yol açabilir. Kalabalık bir ortamda bile, kişi duygusal ihtiyaçlarını karşılayacak derin ve anlamlı ilişkilerin eksikliğini hisseder. Bu tür bir yalnızlık duygusu, özellikle duygusal desteğe ve anlayışa ihtiyaç duyulan zorlu yaşam dönemlerinde gösterir kendisini. Kişinin duygusal ihtiyaçlarını karşılayacak, içsel dünyasını anlayacak ve paylaşacak kişilerin eksikliği, bu yalnızlık hissini besler. Bu durum, kalabalık bir ortamda bile kişinin kendini izole edilmiş hissetmesine neden olur. Duygusal yalnızlık, depresyon, kaygı, düşük özdeğer ve benlik saygısı gibi psikolojik sıkıntıların riskini arttırır. Duygusal yalnızlık yaşayan kişiler için destek bulmak çok önemlidir. Duygusal ihtiyaçları karşılayacak sağlıklı ve destekleyici ilişkilerin kurulması, duygusal yalnızlığı azaltacaktır.
3. Sosyal yalnızlık, kişinin sosyal ilişkilerde yetersizlik hissettiği durumlardır. Kişi sosyal bağlantıları sağlıklı kuramaz, aidiyet duygusu oluşturamaz, yakın ilişkilerinden yoksun hisseder kendisini. Kısacası toplumsal etkileşimde ciddi bir eksiklik yaşar. Kişi fiziksel olarak çevresinden ayrı olmasa da duygusal ve sosyal anlamda yetersiz bağlantılar yaşadığı için sosyal olarak yalnız hisseder kendisini.
Kişi arkadaşlık, aile ilişkileri, romantik ilişkiler veya genel toplumsal etkileşim gibi alanlarda zayıf veya eksik kalır. Sosyal yalnızlık, psikolojik ve duygusal sağlık üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Depresyon, kaygı, düşük özsaygı, stres gibi sorunlar sosyal yalnızlığa eşlik eder. İnsanlar sosyal varlıklardır ve sosyal etkileşim, sağlıklı sosyal ilişkiler kurmak ve sürdürmek sağlıklı bir zihin ve beden için önemlidir.
4. Varoluşsal yalnızlık, varoluşunuzdan ve dünyadan bir kopukluk hissettiğinizde ortaya çıkar, anlamsızlık ve amaçsızlık duygularıyla ilişkilidir. Kişinin yaşam, ölüm ve kendi amacı hakkında derin ve nesnel sorular sormasından kaynaklanır. Sorular cevapsız kaldıkça kişi bu döngüde sıkışıp kalır ve varoluşsal korku ve yaşamsal anlamsızlık duyguları oluşur. Varoluşsal yalnızlık büyüdükçe, gelecekteki hedeflere olan ilgi kaybolur ve hayat anlamını yitirir ve bu ciddi bir krize yol açar.
Dünyaya yalnız geldiğini, vakti geldiğinde de yine yalnız başına bu dünyadan ayrılacağını, doğum ile ölüm arasının da yalnızlıkla dolu olduğunu düşünen kişilerin mutlak profesyonel destek alması ve bu varoluşsal yalnızlıktan çıkmak için çaba göstermesi önemlidir.
Yaşamın farklı dönemlerinde, herkes zaman zaman yalnızlıkla baş başa kalır.
Yalnızlık, insanın tüm yaşamını etkiler. Yalnızlığın farklı biçimleri ile farklı başa çıkma yöntemleri olsa da genel yöntemleri şöyle sıralamak mümkündür.
1. Sosyal etkileşimi arttırın.
İnsanlar sosyal varlıklardır. Yalnızlığın her türünün en önemli panzehri sosyal etkileşimi oluşturmak ve arttırmaktır. Ailenizle, arkadaşlarınızla, çevrenizdekilerle düzenli olarak iletişim içinde olmak bağlarınızı güçlendirecektir.
2. İlgi alanlarınızı keşfedin, hobi edinin.
İnsanlarla ortak bir aktivite üzerinden iletişim kurmak en pratik sosyalleşme sistemidir. Bir hobi edinirseniz, sizin gibi o hobiye ilgi duyanlarla ortak bir sosyalleşme alanınız olacaktır. Ya da sizinle aynı ilgi alanına sahip kişilerle bir araya gelip aynı aktiviteyi yapmak, aktivite öncesi ya da sonrasında bu aktivite ile ilgili iletişim kurmanızı sağlayacaktır.
3. Gönüllü olarak yardım edebileceğiniz topluluklara katılın.
İhtiyaç olan alanlarda gönüllülük esasına dayalı katılım, sizi farkına varmadan yalnızlıktan çekip çıkartmakla kalmayacak, o alanda faydalı olmanın keyfini de yaşamanızı sağlayacaktır. Kısacası bu sayede ,hem topluma katkıda bulunabilir hem de yeni insanlarla iletişim kurabilirsiniz.
Gönüllülük esasına dayanan topluluk etkinliklerine katılmak, benzer değerlere sahip insanlarla tanışmanızı da sağlayacaktır.
4. Dijital iletişimden çok fiziksel İletişime yönlenin.
Teknolojinin doğal gelişiminin yanı sıra yaşanan pandemi ile hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelen dijital iletişim gün geçtikçe insanları gerçek iletişimden uzaklaştırmaya başladı. Fiziksel etkileşimler, sosyal bir varlık olan insanın derin ve anlamlı ilişkiler kurmasının temel gerekliliklerindendir.
Fiziksel etkileşimi yükseltmek için sosyal ortamlara daha sık girmek yalnızlık hissini azaltacaktır.
5. Empati kurun, karşınızdakini iyi dinleyin.
Çevrenizdekilerle daha derin bağlar kurmak için empatik olmayı öğrenin. Karşınızdaki kişiyi iyi dinlemek, onu daha iyi anlamanızı ve yapmış olduğunuz çıkarımların en azından bazılarının yanlış olduğunu, durumun sizinle değil, karşınızdaki ile ilgili olduğunu görmenizi sağlayacaktır.
Karşınızdaki insanları anlamaya çalışmak ve onların duygusal ihtiyaçlarına cevap vermek, daha güçlü sosyal bağlar oluşturmanıza yardımcı olacaktır.
6. Kendinize iyi bakın.
Beden ve ruh sağlığınıza özen gösterdikçe, kendinizi daha iyi hissedeceksinizdir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, bol su tüketimi, sağlıklı bir uyku düzeni beden ve ruh sağlığınız için önemlidir.
Görev ve özel hayat dengenizi koruyun. Özel hayıtınızda hobileriniz, keyif alacağınız aktiviteleriniz olsun. Bu hobiler ve aktiviteler sayesinde yalnızlık hissiniz yavaş yavaş sizden uzaklaşacaktır.
7. Profesyonel destek alın.
Yalnızlık, depresyon, kaygı, psikosomatik şikayetler gibi psikolojik sıkıntıları tetikleyebilir. Bu sıkıntılar yalnızlığınızı, yalnızlığınız da bu sıkıntıları yükseltir. Bu kısır döngüden çıkamadığınızı gördüğünüzde mutlak profesyonel desteğe başvurun.
Profesyonel destek, içsel dinamiklerinizi kavramanızı sağlayacak, yalnızlığa farklı bir perspektiften bakmanıza ve sağlıklı bir sosyal iletişim kurmanıza yardım edecektir.
Yalnızlık, günümüzün modern yaşam tarzıyla birlikte daha belirgin hale gelmiş yaygın bir sorundur. Fiziksel, duygusal, sosyal ve varoluşsal yalnızlık kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Önce çevreden, sonra da kendisinden uzaklaşmaya başlar kişi.
Derin ve anlamlı ilişkiler kurmak, sosyal etkileşimleri arttırmak ve aidiyet duygusunu güçlendirilmek, yalnızlık hissinin azalmasına yardımcı olacaktır. Her insanın yalnızlık deneyimi benzersizdir. Yalnızlığı ele almak, bireysel stratejilerin, sosyal desteğin ve bazen profesyonel yardımının bir kombinasyonunu gerektirebilir. Yalnızlığın üstesinden gelmek elbette ki zaman ve çaba ister. Kendinize karşı sabırlı olun, yeni olasılıklara açık olun. Gerektiğinde profesyonel destek alabileceğinizi unutmayın.
Çevrenizde her zaman sevdikleriniz olsun. Sevdiklerinizle kuvvetli bağlar içinde olun.
İstediğinizde kendinizle kalabileceğinizi de aklınızdan hiç çıkartmayın.
Dr.phil. R. Meltem KAVCAR SIRMALI
2 Eylül 2023